ÇEKLERDE AVAL SORUMLULUĞU

ÇEKLERDE AVAL SORUMLULUĞU

Özet

Çek, banka veya özel bir finans kuruluşu tarafından çıkartılan, bir kişinin başka bir kişi veya kuruluşa ödeme yapması için verilen bir ödeme aracıdır. Aval ise bir çek veya senedin ödeme garantisi anlamına gelir. Yani, aval veren kişi, çeki ve senedi ödeme garantisi altına alır.

Çek, finansal bir enstrüman olarak dünya genelinde yaygın olarak kullanılan bir ödeme aracıdır. Çek kullanımı, ticari işlemlerde ve bireysel para transferlerinde oldukça popülerdir. Ancak, çekin kullanımı birçok sorumluluk ve riski de beraberinde getirir. Çekte bedelin ödenmesi, aval suretiyle tamamen veya kısmen teminat altına alınabilir. Bu teminat, üçüncü bir kişi veya çekte imzası bulunan bir kişi tarafından da verilebilir. Çekte aval olmak, çekin garanti edilmesi anlamına gelir.

Aval kavramı, kıymetli evrakın özel bir türü olan kambiyo senetlerine özgü bir kavramdır. Aval kurumu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun m. 700-702 arasında düzenlenmiştir. Avale ilişkin hükümler, TTK m. 794 gereğince çek hakkında da uygulanabilir.

Avale ilişkin Türk Ticaret Kanunu’nda genel bir çerçeve verilmiş ise de herhangi bir tanım yapılmış değildir. Öğretide aval, kambiyo senedindeki alacağı tamamen veya kısmen güvence altına alındığı, kambiyo taahhüdü şeklinde, kefalet benzeri bir şahsi teminat türü olarak tanımlanmaktadır. Aval vererek çek bedelini teminat altına alan kişiye avalist denir.
AVALİN ŞEKİL ŞARTLARI

Aval belli şekil kuralları içerisinde gerçekleşen çeke bağlı kayıtsız şartsız bir teminattır. Türk Ticaret Kanunu’nun 701. maddesi gereği belli başlı şekil kuralları çerçevesinde gerçekleşmektedir. Buna göre avalin poliçe veya alonj üzerinde bulunması zorunlu olup, kambiyo senetleri dışında ayrı bir belgeyle verilmesi mümkün değildir.

Aval vermeye ilişkin önemli şekil şartlarından biri de aval verme beyanıdır. Bu beyan TTK m. 702/1 uyarınca avalin “aval içindir” veya buna benzer olan eş anlamlı bir ifadeyle verilebileceği düzenlenmektedir. Aval verme beyanı için kullanılması gereken belirli bir beyan olmamakla birlikte, “teminat olarak”, “kefil olarak”, “garantileyen olarak”, “tekeffül ettim”, “asil tarafından vadenin hitamında meblağı mezkur verilmediği taktirde” ifadeleri aval verme bakımından çoğunlukla kullanılan tabirlerdir.

Aval beyanı bulunmadan aval verilip verilmeyeceği, kanun hükmü uyarınca senedin ön yüzüne ve arka yüzüne göre farklı şekilde belirlenmiştir. TTK m. 701 “Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır.” Şeklinde yer alan düzenleme uyarınca senedin ön yüzünde bulunan düzenleyen dışındaki kişilere ait yalın imzalar aval olarak değerlendirilecektir. Çekin arka yüzünde ise avalin geçerli olabilmesi için kimin için olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Kimin için olduğu belirtilmeksizin çekin arkasına aval olduğu belirtilerek imza atılması halinde geçerli bir avalden söz edilemeyecektir.

Konuya ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2016/1885 E. 2016/14824 K. Sayılı kararında, “…TTK.nun 818/1-g maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 701. ve 702. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında çekin ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur. Çekin arka yüzünde ise avalin geçerli olabilmesi için kimin için olduğunun belirtilmesi gerekir. Kimin için olduğu belirtilmeksizin çek arkasına aval olduğu belirtilerek imza atılması halinde geçerli bir avalden söz edilemez.” Şeklinde hüküm kurulmuştur.

Açık bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte, kambiyo senetlerine ilişkin genel düzenlemelere paralel bir şekilde aval verilmesine ilişkin beyanın da kayıtsız ve şartsız olması gerektiği öğretide genel olarak kabul edilmektedir. Bu görüşe dayanak olarak TTK m.702 hükmü uyarınca aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur hükmü gösterilmektedir.
AVALİN HUKUKİ NİTELİĞİ

Avalin hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Bir görüş, avalin tek taraflı bir hukuki işlem olduğunu ileri sürmektedir. Tek taraflı hukuki işlem, arzu edilen hukuki sonucun meydana gelmesi için tek tarafın iradesinin yeterli olduğu işlemlerdir. Bu görüş, aval işleminin kurulması için sadece aval verenin irade açıklamasının yeterli olduğunu, avalin varlığı için muhatabın irade açıklamasının kanun tarafından aranmadığını ileri sürmektedir.

Diğer bir görüş ise aval işlemini sözleşme olarak nitelendirmektedir. Bu görüşe göre, avalin oluşması için sadece aval verenin irade açıklamasında bulunması yeterli değildir. Avalistin irade açıklamasının yanı sıra çekin teslimi de gerekmektedir ki, teslim etme durumu sözleşmesel ilişkinin varlığını gösterir.
AVALİSTİN SORUMLULUĞU

Aval verenin sorumluluğu, TTK .m 702’de düzenlenmiştir. Üç fıkradan oluşan maddenin ilk iki fıkrası aval verenin sorumluluğunu düzenlerken, son fıkra aval verenin ödeme yapması halinde haklarından bahsetmektedir. Aval veren teminat yükümlüsü olarak öncelikle sorumluluk altındadır. Aval veren çeki ciranta gibi hak sahibi olarak imzalamamaktadır. İmza attığı andan itibaren bir teminat borcu bulunmaktadır. Aval verenin hakları ancak ödeme yaptığı takdirde ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan öncelikle sorumluluğu ardından hakları incelenecektir.

Aval veren kıymetli evraka bağlanan borçtan, asıl borçlu gibi sorunludur. Alacaklı dilerse, asıl borçluya karşı dava ve icra takibi yapmadan, doğrudan avaliste başvurabilir. Ödeme talebini doğrudan ona karşı yöneltebilir. Avalistin önce asıl borçluya başvurulmasını isteme hakkı yoktur.

Aval veren, kimin için taahhüt altına girmişse onun gibi sorumlu olur. Ayrıca bu sorumluluk, lehine aval verdiği kişinin sorumluluğundan da bağımsızıdır. Dolayısı ile aval veren, lehine aval verdiği kişinin ileri süreceği şahsi def’ileri ileri süremez. Örneğin lehine aval verenin imzası sahte olsa veya ehliyetsiz olsa dahi aval verenin sorumluluğu devam eder. Bununla birlikte, aval verenin kendine ait şahsi def’ileri ileri sürmesine bir engel yoktur.

Aval veren, sadece borcun doğumunda değil; her aşamada bağımsızdır. Lehine aval verilen kimseye karşı zamanaşımının kesilmesi ile aval veren için de zamanaşımı kesilmiş olmaz. Ancak tabi bu durum zamanaşımının kesilmesi bakımındandır; yoksa lehine aval verilenin borcu zamanaşımı nedeniyle sona ermişse aval verenin borcu da sona erecektir.

Aval veren, tıpkı lehine aval verdiği kişi gibi sorumlu olacağından, faiz, mahkeme masrafları, icra takip masrafları ile her türlü ihtarname ve ihbarname gibi masraftan da sorumludur. Lehine aval verilen kimse, hangi şartlar altında sorumlu tutuluyorsa, avalist de aynı şartlarla sorumlu olur. Bu bağlamda borçlu ile avalistin durumu, sorumluluk şartları ve dereceleri aynıdır.

Konuya ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2013/17726 E. 2013/24638 K. Sayılı kararında,

“…Aynı yasanın TTK.'nun 614. maddesine göre; “Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur.”
“Türk Ticaret Kanunu'nun 695. maddesinin 3. fıkrasındaki tazminat, keşideci lehine aval veren bakımından da aynı esaslar dahilinde uygulanır (TTK 730/1,7,614).” ( 12 HD.11.11.1992 E.6169 K.13764 Prof. Dr. Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku Turhan Kitabevi 2. Bası syf. 1308)
Bu nedenle mahkemece aval verenin talep edilen çek tazminatına ilişkin itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir.”

Aval veren kambiyo senedi dolayısıyla çek bedelini ödemek zorunda kalırsa TTK m. 702, f.3 uyarınca kambiyo senedinden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, çek gereğince sorumlu olan kişilere karşı kambiyo senedinden doğan haklarını iktisap eder ve bu kişilere karşı çekten doğan hakları iktisap eden bir kambiyo alacaklısı sıfatıyla başvurma hakkına sahip hale gelir.
AVAL VERENİN SORUMLULUĞUNUN SONA ERMESİ

Aval verenin, çek alacaklısına karşı borcu, kambiyo senedinin ödenmesi, hamilin başvuru hakkını kaybetmesi durumunda (TTK m. 730) hamil, aval verene de başvuramaz. Kambiyo senedinin zayi olması halinde TTK m. 652 gereği mahkemeden alınacak iptal kararı ve kambiyo senedinden doğan talep haklarının zamanaşımına uğraması halinde aval verenin sorumluluğu sona erecektir.

SONUÇ

Türk Ticaret Kanunu’nda avale ilişkin herhangi bir tanım bulunmamakla birlikte aval; kambiyo senedinin kısmen veya tamamen ödenmesinin kıymetli evrak hukuku uyarınca teminat altına alınması olarak tanımlanabilecektir. Aval belli şekil kuralları içerisinde gerçekleşen, çeke bağlı, kayıtsız şartsız bir teminattır. Avalin hukukî niteliği itibariyle, şeklen fer’i, madden ise asıl borçtan bağımsız bir teminat olduğu kabul edilmelidir.

Aval verenin kambiyo taahhüdü ile lehine aval verilenin kambiyo taahhüdü arasında bir bağ bulunmaktadır. Bu bağ ise avalin doğumundan itibaren etkili olmakta; avalin hükümlerinin bitimine kadar devam etmekte ve aval verenin ve lehine aval verilenin tüm sorumluluğunu etkisi altına almaktadır.

Aval verenin aval verme sonunda hakkında ortaya çıkan hukuki durum TTK m. 702’de düzenlenmiştir. Üç fıkradan oluşan maddenin ilk iki fıkrası aval verenin sorumluluğunu düzenlerken, son fıkra aval verenin ödeme yapması halinde haklarından bahsetmektedir. Avalist, sorumluluğu başladığı anda hamile karşı senet dolayısıyla sorumluluk altına girmiş olan diğer kişilerle beraber müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu olur.

Aval verenin sorumluluğu için hamilin aval verene başvurma hakkının doğmuş olması gerekir. Bu anlamda aval veren kimin lehine taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olacağından lehine aval verilen kişiye başvurma hakkı doğduğu zaman aval verene de başvurma hakkı doğacaktır.
KAYNAKÇA
Firdevs ARSLAN, “Kambiyo Senetlerinde Aval”, İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2020, S. 93-132.
Mehmet Çelebi CAN, “Türk Borçlar Kanunu’nun 603. Maddesinin Kıymetli Evrak Hukukunda Uygulanabilirliği- Avalde Eşin Rızası Aranmalı mı ?”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 35-74.
Mehmet ÜÇER, Ali YAYLI, “Avalde Eşin Rızası Sorunu Ve Rızanın Aranmayacağına İlişkin İçtihadı Birleştirme Kararının Eleştirisi”, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 111-138.
Esra CİVELEK ACAR, “Kambiyo Senetlerinde Aval”, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 1301-1339.
LEXİST, “Kambiyo Senetlerinde Aval Verenin Hukuki Sorumluluğu (TTK m. 700-702)” , Erişim Tarihi: 20.03.2023, https://lexist.com.tr