Koronavirüs sürecinde Çek'lerin yazılamaması durumu

Koronavirüs sürecinde ‘karşılıksızdır’ yazılan çeklerin İcra ve İflas Kanunu m.330 kapsamında icraya koyulamaması sebebiyle Alacaklılar açısından yaşanacak hak mahrumiyetleri

                                                                                                                     

Makale özeti:Yeni tip korona virüsü salgını ile birlikte ticaretin durma noktasına geldiği aşikardır.Ticaretin önemli enstrumanlarından biri olan Kambiyo evraklarının ve özellikle Çek’lerin banka tarafından karşılıksız yazılmasına rağmen İcra ve İflas Kanunu m.330 kapsamında icra edilebilirliğin ertelenmesi, alacaklıların sıralaması açısından hak kaybı yaratacaktır.Makalemizde bu konu detaylıca ele alınacak ve gelecekte karşılaşacağımız haciz sıralamasında oluşacak hak kayıplarına karşı çözüm önerisi sunacağız.
Yazarın notu: Değerli meslektaşlarımla buluşan işbu makalenin Türk Ticaret Kanunu ile birlikte anılan herbir kanun maddesi hatırlanarak ve haciz-ihtiyati haciz uygulamaları kıyaslanarak okunması, elde edilen faydayı artırabilir ve zamanın verimli kullanılmasını sağlayabilir.

Giriş

Yeni Tip Korona virüsü salgını insan sağlığını etkilediği gibi hukuk sistemimizin işlerliğini de aksatmıştır.Bu aksaklıkların Borçlar Hukuku açısından ve Ticaret Hukuku açısından ulusal ve uluslararası anlamda etkileri sürecin başlarındayken hissedilmeye başlanmıştı.Bu süreçte her ülke kendi hukuk sistemine göre gerekli tedbirleri hızlıca almış ve sürecin Tacirlere olumsuz etkisini en aza indirmeyi amaçlamıştır.

Makalemizde hızlıca alınan tedbirlerin Kambiyo evrakları ve özellikle Çek üzerinde oluşmuş ve oluşacak mağduriyetin nasıl çözüleceğini detaylıca anlatacağız.

İcra ve İflas Kanunu m.330 kapsamında çeklerin icra edilebilmesi ertelenmiştir.

Yeni Tip Korona virüs/kovid-19 nedeniyle iktisadi, sosyal ve hukuki birçok tedbirin alınması gerekli oldu. Bunlardan ilki, İcra ve İflas Kanunu m.330’a göre Cumhurbaşkanı kararı ile nafaka alacaklarının dışında icra ve iflas takiplerinin ertelenmesiydi. İcra iflas kanunu 330.Maddesi  ‘’Salgın hastalık,umumi bir musibet veya harb halinde Cumhurbaşkanı karariyle memleketin bir kısmında veya bazı iktisadi zümreler lehine muayyen bir müddet için icra takipleri durdurulabilir.’’ demektedir.İcra İflas kanunumuzun ilgili maddesinden açıkça anlaşılmaktadır ki,Bu tarihe kadar icra ve iflas takibi açılamayacağı gibi, borçlunun isteyerek ödemesi dışında haciz işlemleri de yapılamaz.Ancak bu durum çek’i elinde bulunduran alacaklı/hamil’in Bankaya elinde bulundurduğu çeki ibraz etmesini ve çek’ini tahsil edemediği takdirde ‘karşılıksızdır’ ibaresini çek’in arkasına yazdırmasını engellememektedir.

Çeki elinde bulunduran (hamil) açısından Covid 19 sürecinin değerlendirilmesi

Bilindiği üzere Çek, Türk ticaret hayatının geçmişten günümüze en etkili enstrumanlarından biri olmuştur.Yıllar boyu tacirler ticaret hacimlerini arttırmak ve ticaretlerini güvenli bir şekilde yapmak amacıyla bu enstrumanı sıklıkla ticaretlerinin parçası haline getirmişlerdir.Çek’in günümüzde bu kadar kullanılır olmasının en önemli sebebi ‘Kıymetli evrak’ kapsamında sayılmasıdır.Kıymetli evrak, üzerinde yazılı hakkın senede sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu nedenle hakkın ancak bu belgeyle talep edilebileceği ve bu belgeyle devredilebildiği senetlerdir. Kıymetli evrak, alacaklının veya hak sahibinin elinde bulunur. Borçlunun vaadini ve alacaklının hakkını gösterir.Sonuç olarak çek’i elinde bulunduran alacaklı/hamil  elinde kesin bir alacağı belgeleyen evrak bulundurur.Alacağın kesin olması ise Çek hamiline dava aşamasında büyük avantaj sağlamaktadır.Bu avantajlar sayesinde hamil,Çek keşidecisi üzerinde baskı oluşturmaktadır.Çek vasıtasıyla çek keşidecisinde oluşan baskının başrol oyuncusu ise icra daireleridir.Çek’in  ‘karşılıksız’ kalması sonrasında keşideci’ye haciz uygulamasının yapılması ancak icra daireleri vasıtasıyla olmaktadır.Çeki elinde bulunduran,çeki icra dairelerine ibraz etmesi sonrasında haciz işlemleri hızlı bir şekilde başlamaktadır.Zira alacaklılar açısından ayırt edici özellik haciz sıralamasıdır.

Yeni Tip Korona virüs/kovid-19 sürecinde Çeki elinde bulunduran,çekini bankaya ibraz etmesinin akabinde hızlıca icra takibine geçmek amacıyla icra dairelerine başvurması gerekirken,İcra İflas Kanını m.330 sebebiyle icra dairelerine başvuramaz hale gelmiştir.Bu sebeple haciz sıralaması konusunda çeki elinde bulunduran hamil açısından hak mahrumiyeti doğacaktır.

Oluşacak aksaklıklar

Bu süreçte kanun koyucular çekleri münferit olarak değerlendirerek çözüm bulmaya çalıştılar.Ancak bu durum tek bir  çek ya da tek bir icra takibi bazında düşünülerek karar verilecek bir durum değildir.Çek keşidecisi sadece bir kişiye çek yazmamıştır zira çek keşidecisinin bir tane çeki bankaya ibraz edilmeyecektir,birden fazla çeki bankaya farklı tarihlerde ibraz edilecektir.İşte tam bu noktada problem başlayacaktır.

Normal şartlarda keşideci çekini ödeyemediği zaman,çek hamili çek’i bankaya ibraz etmesinin ardından banka çekin karşılığını hesapta bulamadığı takdirde çek’e karşılıksızdır ibaresini işleyip çek hamiline geri teslim etmekteydi;ancak Yeni Tip Korona virüs/kovid-19 sürecinde Hamil çekine karşılıksızdır ibaresini yazdıracak ancak icra takibine geçmek için İcra ve İflas Kanunu m.330’a göre Cumhurbaşkanının belirteceği tarihi bekleyecektir.Tekrar belirtmekte yarar var,Eğer ki çek keşidecisinin bir adet çeki bu süreçte icra takibine koyulamıyorsa çek alacaklısını etkileyen bir durum olmaz;velev ki birden fazla çeki bu süreçte icra takibine koyulamıyorsa ne olacak?Bu durumu bir örnek ile açıklayacak olursak; borçlu A’nın kendisine ait bir aracı olsun ve Kendisine ait olan çeklerden birini 05.04.2020 vadeli olacak şekilde B’ye,10.04.2020 vadeli olacak şekilde C’ye, 01.05.2020 vadeli olacak şekilde D’ye vermiş olsun. Normal şartlarda olaydı A’nın hiçbir çekini ödemediği varsayıldığı takdirde ,alacaklılar da aynı hızda icra takibi icin icra dairelerine başvurduğu takdirde A’nın aracında haciz için birinci sırayı B,ikinci sırayı C ve üçüncü sırayı D almalıydı.Ancak İcra ve İflas Kanunu m.330 kapsamında durma süreci ise 30.04.2020 tarihinde sona erdiği ve 01.05.2020 tarihi itibariyle İcra daireleri işlem yapmaya hazır olduğu ihtimaline göre örneğimize tekrar bakacak olursak.D hızlı bir şekilde icra takibine geçmesi durumunda birinci sırayı C’ de B’ye göre hızlı davranması durumunda ikinci sırayı,belki de adliyenin yoğunluğundan dolayı işlemini birkaç gün geç yapan B hacizde 3. Sırayı alacaktır. Normal şartlarda Araç üzerindeki sıralama B-C-D olması gerekirken ihtimal dahilinde sıralama D-C-B şeklinde olabilecektir.

Örneğimizden de anlaşılacağı üzere Yeni Tip Korona virüs/kovid-19 sürecinde çeklerin vadeleri arasındaki farkın çek hamiline verdiği avantaj ortadan kalkmış olacaktır.Bu durum Kıymetli evrak olan Çek’in güvenilirliğinin yitirilmesine sebep olacak ve Çek hamilleri arasında mağduriyet yaratacaktır.

Sonuç ve Çözüm önerileri

Yeni Tip Korona virüs/kovid-19 sırasında yukarıda bahsettiğimiz uygulamayı hukuk tekniği açısından doğru bulmamaktayız ve salgın soransındaki süreçte alacaklılar arasında hak kaybına yol açacak niteliktedir.Bilinmelidir ki bir icra takibinde sıralama çok önemlidir.sıralama esnasında yaşanacak herhangi bir aksaklık normal şartlarda hakkını alması gereken alacaklının hakkını alamamasına sebep olacaktır.

Bu konuda çözüm önerisi sunacak olursak; Bilindiği gibi icra takiplerinde alacaklıların sıralamasını İcra müdürleri yapar.Sıra cetveli denilen bu uygulama ile icra müdürü en doğru sıralamayı yapar ve alacaklılar arasında hak kaybının önüne geçer.Normal şartlarda sıralama kesinleşme tarihine göre yapılmaktadır.Ancak bu süreçte kesinleşme tarihine göre sıra cetvelinin yapılması,icra takiplerinin durdurulma tarihinin başlamasının hemen sonrası vadeli alacaklı/hamil ile icra takiplerinin durdurulma tarihinin sonlanmasına yakın vadeli alacaklı/hamil arasındaki sıra farkının eşitlenmesine sebep olacaktır.Bu sebeple İcra ve İflas Kanunu m.330 sürecinin başladığı gün itibariyle başlayan, İcra ve İflas Kanunu m.330 sürecinin sona erdiği gün sona eren  süreç içerisinde vadesi gelmiş çeklerin vadesini, sürecin sona erdiği günden çıkartıp kalan gün sayısını kesinleşme gün sayısından çıkartarak sıra cetvelini hazırlamak en hakkaniyetli çözüm olacaktır.Bu durumu yukarıdaki örnek ile izah edecek olursak.süreç 01.04.2020 tarihinde başlamış ve 30.04.2020 tarihinde bitmiş olsun Örneğimizde  borçlu A’nın çeklerinin vadeleri sırasıyla Alacaklı B için05.05.2020-alacaklı C için 10.04.2020-alacaklı D için 01.05.2020’idi.Örneğimizde hepsi 01.05.2020 tarihinde icra takibini başlatsa ve ortalama kesinleştirme tarihleri 10 gün olsa B,C ve D 11.05.2020 tarihinde icra takiplerini kesinleştirmiş olacaklar ve sıra cetvelinde hak kayıpları başlayacak.Bizim önerimiz uygulandığı takdirde B sürecin bitmesine 25 gün kala vadeli çeke sahip olduğundan 10.05.2020 - 25 gün dediğimizde kesinleşme tarihi 15.04.2020,C sürecin bitmesine 20 gün kala vadeli çeke sahip olduğundan 10.05.2020 -20 gün dediğimizde kesinleşme tarihi 20.04.2020, D sürecin sonrası vadeli olduğu için 11.05.2020 tarihi itibariyle kesinleşmiş bir şekilde sıraya girecektir.Bu durumu tablo ile gösterecek olursak

SIRA CETVELİ Normal şartlarda kesinleşme tarihi Çözüm önerimiz uygulanmaksızın kesinleşme tarihi Çözüm önerimiz uygulandığı takdirde kesinleşme tarihi
1. SIRA B 15.04.2020 D 11.05.2020 B 15.04.2020
2. SIRA C 20.04.2020 C 11.05.2020 C 20.04.2020
 3.SIRA D 11.05.2020 B 13.05.2020 D 11.05.2020

Örneğimizde kesinleşme süresi tüm borçlular için eşit öngörülmüş ve 10 gün olarak uygulanmıştır.Tablodan da anlaşılacağı üzere çözüm önerimize göre kesinleşme tarihleri ile normal şartlardaki kesinleşme tarihleri tutuyor ve herhangi bir hak mahrumiyeti olmuyor.Bu konuda çözüm bulunacaksa İcra ve İflas Kanunu m.330 sürecinin sona erdiği gün öncesinde çözüm bulunmalı ve uygulanmalıdır.

Saygılarımızla.

Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Yeni Tip Korona Virüsü (Covid-19) Salgını sürecinde yazılan çeklerin icraya koyulamaması sebebiyle Alacaklılar açısından yaşanacak hak mahrumiyetleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Yiğit Yıldız’a aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde,Neziroğlu Law Firm(www.neziroglulaw.com) makalelerinde ve Mondaq  (www.mondaq.com) Makaleleri arasında  yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.İzin almak için info@nezirogluhukuk.com adresine mail atmanız ,onaylandığı takdirde yayınlamanız gerekmektedir.

Yiğit YILDIZ